bir takım bazı notlar

bir takım bazı notlar
Photo by Christoffer Engström / Unsplash

aklımda bir sürü düşünce. insanlar öldü. evler yıkıldı. şehiler ve binaları yeniden inşa edebilirsin. peki ya insanları?

peki insanlara neden öfkeliyim? ne bekliyorum onlardan? kimden ne bekliyorum? bir başka trajedi bir başka ülkeyi vurduğu zaman neler hissettim? empati kurdum mu? acısını paylaştım mı, hissettim mi yüreğimde? bunu yaptım mı? iki yüzlülük bu yaptığım. o yüzden kızdığım tüm o insanları da anlamalıyım. bu onların suçu değil. biz, insanoğlu, hep beraber el ele tutuşarak geldik bu karanlık duyarsızlığa. sen onları anlamadın, onlar da seni çok anlayamazlar. bu kadar.

peki bu boktan bir dünya değil mi?

öyle. çok boktan. değişemez mi? değişir. neden olmasın?! değişmez. romantik hayallere gerek yok. ama belki kendim. neden olmasın?

internetin hiçbir anlamı yok. biz dünyayı daha küçük ya da daha erişilebilir bir yer yapmadık. bir trajedi yaşandığında hala coğrafi olarak uzaksa, kulaklarımızı tıkayabiliyoruz. 2004 endonezya, 230 bin. 2010 haiti, 220 bin. 2008 çin, 90 bin. kaç insan dünyanın neresinde ölmeli, söyle. söyle bu depremlerde ne yaptın? kime yardım ettin? kimi aradın?

iki yüzlüsün demiyorum. dünya hala aynı boktan dünya ve değişmeyecek diyorum. kimseye kızmaya ya da gücenmeye gerek yok. acını yaşa ve bil ki küresel bir dünyada yaşamadık hiçbir zaman aslında. zaten sistem küreselleşmeyi istemez. dünyanın bir ucundaki bir trajedinin kendi kapitaline zarar vermesini istemez. Blast Radius. yani patlama yarıçapı. her şey blast radius'u küçük tutup yıkımı izole etmekle ilgili. tüm yaşantımız öngörülemeyen trajedilerin dünyanın tamamını etkilememesi üzerine kurulu.

internet bunu değiştiremez. bunu belki sadece ortak bir düşman, ortak bir empati değiştirebilir. ben ortak düşman bile olmaya hazırım. belki de hikayelerdeki insanlık düşmanı aslında insanlığın en büyük destekçisi, aradığı o süper kahramandı. biz onu fark edemedik.

aynı masada oturup çay içtiğim, aynı havayı soluduğum, aynı yatakhanelerde uyuduğum, gıda kafede buluştuğum, birlikte güldüğüm, birlikte yürüdüğüm ve artık aramızda olmayan üniversite yıllarımdaki tüm o güzel insanlar, sizi çok özleyeceğim.
ve hala hayatta olup, telefonla da olsa sesini duyabildiklerime minnettarım.