Onu ilk gördüğümde -ve bu onu son görüşümdü- yer altında ıssız bir metro istasyonundaydım. Aslında, burası gündüzleri cehennem kadar kalabalıktır. Her yanda, bir başka treni yakalamaya çalışan insanlar, sıkışan kapılar, birbirini ittirenler, küfredenler, basık ve rutubetli havadan kaçmak istercesine çıkışı arayanlar. Her şey üstüme üstüme gelir. Kalabalık ve izbe bu